TSK İstifaları... Onurlu Çıkış mı, Yoksa Mevzii Terk mi? 

02 Ağustos 2011 Salı
\n\n\n

Cuma akşamı, siyaset gündemini allak bullak eden Komutanlar istifa ettihaberleri, öncelikle dünya çapında çok çarpıcı bir haber havası taşıyordu. Halbuki bunun böyle olmadığı, toprak biraz eşelenince ortaya çıkıverdi. Kimilerine göre AKP iktidarına karşı çok yerinde bir jest olarak görünen istifalar, gözümde, üzülerek ifade ediyorum, pek ağırlık taşımadı. Koşanerin açıklaması tarihi bir ikaz değil, bir iflasın tesciline benziyordu.

\n

TSK, üç yıldır şu şekilde gündeme geliyor: Ya şehit haberleri ya da tutuklanan subay, general haberleri Türkiyede yaşananlar hakkında, TSKnin hiçbir fikri yok. Konu siyasete karışmakfilan da değil. Kendi güvenlik alanları için bile bu böyle. Örneğin MGKde birden siviller bir karar dayatıyorlar: İrticanın artık tanımlamasını yapmak imkânsız. Tehditler arasından bu kavramı çıkaralım”. Sorgulamadan, bunu kabul ediveriyor. Hiçbir şeye tepkisi yok. Anayasanın temel maddeleriyle bile hiçbir ilgisi alakası kalmamış. Hemen yanlış anlama meraklılarını rahatlatalım! Konumuz muhtıra verilmesi filan değil! Dünyada her kurum veya topluluk yaşananlara bir tepki verir. Mesela anaokul bebeleribile üç gün mamaları soğuk gelse ya da oyuncakları ellerinden alınsa bir dakika bu ne iş?” anlamına gelen bir yaygara koparır! Kendi kurumunu yok sayıp, kendini ölümüne ezdirmenin adı, ne zamandan beri demokrasidir? Şöyle bir silkin, kendine, ülkene bak Ve konuş! Bu ülkede her gün emekliler, imamlar, ikoncanlar (!) herkes her şey hakkında konuşurken, bu çekingenlik niye? Siz üstelik bu Cumhuriyeti kuranlarsınız. Herhangi bir ithal lejyoner asker de değilsiniz! O zaman niye düşüncelerini kendinize saklıyorsunuz? İstifa gerekçeleri metni, kamuoyuna TSKnin görüşüolarak sunulamaz mıydı? Ordu kendini yaşayan ölü konumuna taşımamış olsaydı, belki olabilirdi...

\n

Sergilerimin ses bantları için özenle çalışırım. Konunun uzmanı Mehmet Kılıçelle beraber fade-in, fade outsistemle dijital bant üstünde sesler geçişi yaparız. Bir konuşma, bir müzik geri planda sesi kısılarak yavaş yavaş yok olurken, bir diğeri aynı geçiş hızıyla ortalığı doldurur. İşte AKP, Türkiyede hep bu taktiği bilimsel (!) yöntemlerle uyguluyor. Bakın şimdi de asker fade-outla ortadan yok edilirken, onun yerine güçlü şekilde polis geçiyor! Askerlik kısalacak, “TSK ile Güneydoğu sorunu aşılamıyorgibi gerekçelerle polise ağır silahlar pas etmenin altyapısı kuruluyor.

\n

Peki TSK nasıl buralara geldi? Kimse bana ABDdemesin, bu çok kolaycı bir yorum. Konu bence tamamen iç işlerimiz. TSK, aynen CHP gibi, 15-20 kadar 2. Cumhuriyetçi-liberal-İslamcı yazarın medyada özellikle 10-15 yıldır yürüttüğü psikolojik savaşa teslim oldu. Onlara her sabah şiringörünme kararlılığıyla, hangi değerleri artık tamamen unuttuğuyla ilgilenmeden kendini boşluğa çekti. Yeni CHP ise itiraf edelim, TSK ve istifalarla ilgili hiçbir şey anlamıyor, tamamen çevrim dışı”. Son krizin değerlendirmelerini yaparken, sanki bilmiyorlarmış gibi, İstifanın gerekçeleri nedir, açıklansın(!) diyorlar. Bunu hâlâ anlamadıysan, zaten geçmiş olsun. Bugüne kadar askerlerin davalarına ne kadar destek verdin? Ayrıca iktidarın güç suiistimalinekarşı bir önlemin var mıdır? Varsa nedir? Önlemin yoksa niye şikâyet ediyorsun? Sen de zaten Ordu ufalsın, askerlik kısalsın, Milli Savunma Bakanlığına bağlansındiyordun. Demek, üzülüp kızmana gerek yok!

\n

Yandaş basın olan bitenden çok mutlu! Necdet Özel, AKP yandaşlarını şimdiden ihya etmiş. Her biri böylece yeni anayasal süreçte TSK reformu iki yıl öne çekileceği içinsevinçli mi sevinçli! Çok yaşa Özel Paşa!durumları yaşanıyor Bu furyada YAŞ öncesi, Kuran kurslarının yaş limitinin en alt seviyelere indirileceği müjdesi verilirken, artık ortada teorik olarak bile bir direnç noktası kalmadı. Yanılmıyorsam CHP bu konuda Ilıcak ve Çandarı kızdıracak bir radikal çıkış yapmayı göze alamaz! Büyük basın uyanık (!) başlıklarla Daaan, Necdet Özel yeni başkomutannndiye komediye kaçıyor, tarihe karşı en azından manşet sorumluluğunu bile göze alamadığını gösteriyor.

\n

Hayat bu, bazıları blöflü satranç oynar, bazıları kumda Oynayana da oynatana da helal! Ama kimse kalkıp bana Koşanerin o yok oluş itirafnamesinde deha veya Cumhuriyetçi sorumluluk izi bulduğunu anlatmasın. Çaresizlik ve mevzii terk etme, ne zamandan beri gurur vesilesi oluyor?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları